Yaşadıklarımdan bir hikaye ile örneklemeyle çalışalım.
Pen Cafe’de servis hizmeti verdiğimi dönemlerde ; müşteriyi kapıda karşılamak, içten hoş geldiniz demek, ismiyle hitap etmek, hangi masayı tercih ettiğini de ön görebilmek ile ilk süreç başarı ile tamamlanmış oluyordu.
Sipariş sürecinde kritik noktalar; ne almak istediğini ve hangi özelliklerde almak istediğini anla, yardım isterse menüye hakim olarak tavsiyede bulun, özenli servis yap, diğer tarafta gereksiz, sıkan ürün satma ısrarları yerine küçük servis jestleri yapmak . (Beklentisiz ve ihtiyaç fazlası ürün satış çalışması negatif etki ve en önemlisi güvensizlik yaratır)
Sadık Müşteri
Servis sonra mümkün ise tekrar diyaloğa gir, sorularını cevapla, itibar gördüğünü ve tekrar gelirse memnuniyet duyacağını hissettirerek kapıya kadar uğurla.
Bunların sonuç neler mi oldu; Pen Cafe Beyoğlu’nun en iyi kahvesini, en iyi makarnasını, en iyi cheesecake’nin yapan veya servis yapan mekanı olmamasına rağmen;
Hiç boş masamız yokken “sorun değil bekleriz”,
“Beyoğlu’na gelmişken uğradık bir kahve içelim”,
“Yine makarna ve cheesecake yemeye geldik.”
” Burası en çok sevdiğim mekanlardan biri” diyerek arkadaşlarını da alıp getiren müşterilerimiz oldu.
Beyoğlu’nda gidilecek mekanlar veya etkinlikler ile ilgili tavsiye almak isteyen müşterilerimiz de oldu.
Bu süreçlerle Pen Cafe ile müşteri arasında tek seferlik değil, uzun süreli sürdürülebilir, güven temelli ilişki gelişmiş oluyordu. Pen Cafe müşterilerimiz için bir güvenli bir marka idi
Ne kadar basit süreçler değil mi ?
Şimdi de deritel ailesi olarak aynı yöntemi izlemeye çalışıyoruz . Amacımız çok sayıda Deritel marka cep telefon kılıfı satmak değil, müşterilerimizle sürekli, sürdürülebilir, güven ilişkisi kuracak ve ihtiyacını giderecek bir marka bilinci oluşturmak.
Sadık müşteri için sizlerden tabi destek bekliyoruz. Önerilerinizi lütfen bizimle paylaşınız.
Emir Kılıç
deritel